Karanlığın derin odasında kendi iç aynama çekinmeden bakıyorum. Salgının boşalttığı bir sokak gibi bomboş bir meydanda rüyalarımdan yontulan bir ben var orada. Masalların ilk cümlelerinde geçen gerçeğe yakın güzel yalanların büyüsüne kapılırcasına tüm cesaretim hayır tüm teslimiyetim ile yazmıştım oysa yazılması gerekeni. İnceldiği yerden kopmakta nazlanan ipin desteğe ihtiyacı vardı, çektim ipi ve kaderin cilvesini.
Şimdi neye yanmaktayız? Üstümüze dökülen yıldızlı gecenin hangi deminde hülyalara dalan bir karıncanın hangi umuduyuz? Garipsenen satırların bir eşik gibi ezildiği bir çağda kime hangi sözümüzle bir güven vaadimiz olabilir?
Saçlarıma düşen ak telleri şerefimle ördüm.
Kuşlarım benden razı mıdır?